Genel, Kitap Yorumlarım

Kızıl Veba – Jack London Kitap Yorumum

Jack London’dan çoğumuz küçükken Beyaz Diş’i okumuşuzdur. Yazarın son zamanlarda Modern Klasikler serisinde bir sürü kitabı basılmış. Kütüphanemde okumayı istediğim o meşhur kitap Martin Eden’in de yazarı. Kalemini, öykülerini çok sevdiğim bir yazar. Benim için Stefan Zweig gibi, ne yazsa okurum dediğim bir yazardır.

Kitaptan bahsetmek gerekirse Dünya’yı saran bir hastalık halihazırda devam ediyorken tanışmamız bir tesadüf değil diye düşünüyorum. Eski zamanlarda veba, şimdilerde korona… Salgınların insanlığın sonunu getirdiğini savunlar bir yana, bu salgınların nüfusu azaltmak için gizli bir oyun olduğunu düşünler bir yanayken bu kitapta Kızıl Veba hastalığının insanları öldürdüğü bir dünyanın sonu geliyor. Dünya’nın sonu gelmek üzereyken neler yaşanabileceği hipotezleri üzerine yazılmış bir kurguydu.

Kızıl Veba enfekte ettiği kişiyi 2 saat içerisinde öldürüyor. Kişi ölene kadar bilinci açık kalıyor. Topuklarından başlayıp kalbine kadar ilerleyen hissizlik sırasında hastaların yüzü kıpkırmızı olmasından alıyor adını. Profesör James, milyonlarca insanın ölmesine rağmen hayatta kalıyor. Hastalık sayesinde zamanda yolculuk yapıyor. Geçmişe ve geleceğe gidebiliyor.

Çok keyifli bir kitaptı. Kitabı okurken film izliyormuşum gibi hissettim betimlemeler öylesine güçlü. London’ın kalemiyle tanışmanızı şiddetle öneririm.

“Zaten her şey geçip gider.”

“İnsan eskiden beri metafizik bir kavram olarak mutlak adalete inanır ama anlaşılan o ki evrende adalet diye bir şey yoktur.”