Genel, Kitap Yorumlarım, Kitap yorumu

Mai ve Siyah / Halid Ziya Uşaklıgil Kitap Yorumum

Serveti Funün Dönemi’nin ileri gelen yazarlarından Halid Ziya’nın bu kitabını okudum. Servetifinün edebiyatını bilirsiniz. Dilleri çok yoğundur, uzun uzun betimlemeler vardır. Kitabı uzun sürede okumanın sebebi bu sanırım. Kitabın başlarında çok sıkıldım. Uzun bir ara verip yeniden okumaya başladım. Öyle bir oturuşta bitirilecek bir kitap değil bence.

Ahmed Cemil-ana karakterimiz- mülkiyeyi bitireceği sırada babasını kaybeder. Annesi ve kardeşine bakmak için kitap çevirileri yapıp satarak para kazanır, geceleri ise özel ders verir.

Hayatı maviyken bir gece bir ölümle siyaha boyanır. Siyahı bilirsiniz çok yoğundur. Ardı sıra gelmez her şeyi kendisiyle bütünleştirir.

Bütün bunlara rağmen Ahmed Cemil hayali olan eserini tamamlamaya çalışır. Arkadaşları ona destek verme adına bir arkadaşlar buluşmasında eserini okumasına izin verirler. Ahmed Cemil’in eserini kötülemek isteyenlere fırsat doğmuştu ve gazetede bir sürü kötü eleştiriler alır.

Bu sırada Ahmed Cemil’in kız kardeşini ahlaksız bir insanla evlendirirler. Eniştesi babasından kalan fabrikanın başına geçmek istiyordur…

Konusunu kısaca özetlemek istedim. Benim için çok değerli kısımları oldu bu kitabın. Ahmed Cemil hayatını tam düzeltiyormuş gibi görünse de daha çok siyaha batıyor. Aşk hayatı, kardeşinin geleceği, eseri… Uğruna savaş vereceği birçok sebebi var ama insanlar onun savaşını daha da çok zorlaştırıyor. Düşmanları, eniştesi… Gerçekten hiç kolay değildi ve sonu gerçekten çok duygusaldı.

Gözbebeğim gibi koruduğum kitabım bitince boşluğa düştüm. Başlarda her ne kadar çok söylensem de-dili yüzünden, her eşyayı bir sayfa betimleme yapması gibi- çok sevdiğim bir kitap oldu.

Genel, Kitap yorumu

Ada (1. Kitap ) / Lynn Matson Kitap Yorumu

Yorumum:

Ada için olumlu düşüncelerim olmasına rağmen olumsuz düşüncelerim de var. Nil Adası haritalarda yer almayan fakat var olan bir ada. Ada sizi seçer, olduğunuz yerden bir kapı açılır ve bir  baktınız ki adadasınız. Charley adaya gittiğinde 10-12 gün kendi başına yaşamaya çalışır. Bir gün denizde iki genç adam görür ve olanlar birlikte adanını nüfusunun yaşadığı koya gelirler. Burada önceden yaşayan adalıların giysileri,icatları ve bıçakları vardır. Adaya düşen insanların çoğu genç. Adanın kuralları var. 365 gün içerisinde bir kapı yakalarsın ve kaçarsın. Kaçamazsan eğer Nil kazanır .

Charley ve Thad birbirini sevene kadar kitap çok güzeldi, akıcıydı. Charley ve Thad birbirine aşık olduktan sonra “Kaçan kovalanır.”a  döndü işler. Bir süre sevgilerini kabullenemediler falan filan. Ada’ya birkaç kişi geldi,gitti. Natalie en çok sevdiğim karakter oldu. Onun yetenekleri ve davranışları çok hoşuma gitti.

Adanın sırrını çözemediler henüz. Nasıl çözeceklerini serinin ikinci kitabı Ada Sırlar Çözülüyor’da öğreneceğiz. Adanın sırrını merak ediyorum çok. Seriye devam edeceğim.

“Şans kişiseldir; herkes kendi şansını yaratır. Bazen iyidir, bazen kötü ama senindir ve nereye gidersen git peşinden gelir, Nil Adası’nda bile. Şans değişebilir de, çünkü büyükannemin üstüne basa basa vurguladığı gibi şans, bir düşünce yapısıydı.
İhtimalse, öte yandan, farklıydı.”

20180611_142204

Genel, Kitap yorumu

Kayıp Ruhlar Şehri Kitap Yorumum

Kayıp Ruhlar Şehri / Cassandra Clare Kitap Yorumum
Serinin 5.kitabında Sebastian daha ön planda. Babasının izinden gidiyormuş gibi görünse de Sebastian’ın fikirleri daha geniş çaplı.
Clare’in davranışları biraz daha iyiydi. Eski ergen Clare tavırları yoktu. Jace biraz değişti nedenini söylemeyeyim. Okudukça anlarsınız. Genel olarak kitap çok akıcıydı. Her iki tarafta yaşanan olaylar anlatılıyordu karakter ağzından. 600 sayfa boyunca Sebastian’ın stratejilerini izliyoruz. Simon ise aşkının farkına varıyor. Magnus ile Alec arasında birtakım çatışmalar oluyor. Aslında kitapta herkes kendi içinde bir sıkıntıları var.
Sebastian’ı gerçekten çok seviyorum. Bu seride en sevdiğim karakter olarak tarihe geçsin. Eğlendim. Sebastian kanında akan iblis kanından mıdır bilmiyorum ama biraz psikopat tavırları ve ben de çoğu zaman kitaplardaki kötü insanları sevdiğimden kitabı çabucak okuyup bitirdim.
Ölümcül Oyuncaklar serisinin neredeyse sonuna geliyoruz. Son kitabı henüz okumadım ve okumayı düşünmüyorum. Serinin hemen bitmesi beni üzer. Ana kitaplar haricinde 2 tane yan kitap var. Bane’in Günlükleri’ni alıp okumayı düşünüyorum. Okumayan kalmasın. HALELUYAA!

Genel, Kitap yorumu

Victor / J. A. Redmerski Kitap Yorumum

Yorumum:

Victor karakterini hiç sevmiyorum. Ağzıyla kuş tutsa yaranamaz bana. İnanın sebebini bilmiyorum. Kitapta Victor’un yaptıklarının sebeplerini ve geçmişini öğreniyoruz birazcık. Izabel’i de sevmiyorum. Kitap akıcı olmasına akıcı ama bu iki karakter yoğunlukta olduğu için biraz zorlukla okudum.

Victor ve Izabel çıktıkları tatilde kaçırılıyorlar. Victor’u Izabel’den ayrı tutarak onu sorularına cevap vermeye mahkum ediyorlar. Izabel, Victor hakkındaki gerçekleri ayrı hücredeki hoparlörden öğreniyor. Izabel gerçekleri öğrendikten sonra aşkı mı galip gelecek ? Her şeyi hiç olmamış gibi varsayıp çekip gidecek?

Katiller Çetesi’nin diğer üyelerinin yaşantıları daha az anlatılmıştı. Fredrik’in adını birkaç yerde görüyoruz. Bunlar da diyalog içerisinde ve Fredrik’in verdiği cevapların çoğu kısa. Ben Fredrik’i seven biri olarak kitabın içini incelemiş sırf Fredrik az var diye bu kitabı okumama grevine girmiştim. Neden sevdiğimiz yan karakterler kitapta çok az bahsediliyor? Yan karakterleri seven bizlerde mi suç?

Yayımlanan 7. kitabı Lydia’nın sırrını Victor’un son sayfalarında öğreneceksiniz. Nora’yı da sevmiyorum değil. Bu karakter biraz harcanıyormuş gibi geldi bana.

Genel, Kitap yorumu

Küçük Mucizeler Dükkanı / Debbie Macomber Kitap Yorumum

Yorumum:

Uzun süredir kitaplığımda bekleyen kitaplardandı Küçük Mucizeler Dükkanı. Yine bir gün ne okusam sorunsalını yaşarken gözüme çarptı. Biraz fazla sayfası var kabul ediyorum ama yazarın dili çok samimi. Kitapta herkes kendinden bir şeyler bulabilir. Daha önce neden bu kitabı okumadığım için gerçekten çok pişmanım.

Kitaptaki 4 kadının hayatlarını okuyoruz kendi ağızlarından. Lydia iki kez kanseri atlatmış artık hayatında bir şeyleri yoluna koymanın zamanı gelmişti. Kanser tedavisi süresince örgü öğrenmiş ve elindeki birikimiyle tuhafiye açmıştı. Carol 6 yıldır Doug’la evli ve çocuk hasreti çeken bir kadın. Carol son bir kez tüp bebek tedavisi görecektir.Mahallesinde yeni açılan tuhafiye dükkanında örgü kursuna kayıt olur, bebeğine battaniye örebilmek için.

Alix film dükkanında çalışıyor. Ev arkadaşı Laurel’in uyuşturucusunun üstünde bulunmasından sonra suçsuz yere ceza almıştı. Cezası kamu hizmeti olunca tuhafiyede battaniye örerek bir yardım kuruluşuna bağışlayacaktı. Jacqueline ise eşiyle arasında dağlar olan bir kadın. Gelinini çoğu yönden eksik buluyor ve ona soğuk davranıyordu. Oğlu Paul , Jacqueline’e karısının hamile olduğunu 6 ayı geçince söylemiş ve kadın çok kızmıştı. Torununa iyi bir babanne olabilmek için örgü kursuna kayıt olur.

Kitaptaki duygu yoğunluğu normalin bir tık üzerindeydi. Tam işler yoluna girdi derken hayatlarına gelen yeni insanların düzenlerini olumlu veya olumsuz yönde etkiliyordu. Lydia ve ablası Margaret pek anlaşamayan bir abla kardeş. Alix ve Jacqueline ise birbirine çok zıt karakterler. Zevkleri, davranışları ve arkadaş ortamları çok ayrı dünyalar.

Kitabı çok sevdim. Reading Slump’ın geçmesine yardımcı olan bir kitap.

Genel, Kitap yorumu

Henüz Vakit Varken gülüm / Nazım Hikmet Kitap Yorumum

Kitaptaki bazı şiirler, sanki yazacaklarınız bitmiştir fakat birkaç satır boşluğunuz kalmıştır ; boşluk görünmesin diye bir iki cümle yazarsınız,onun gibiydi işte. Bazı şiirleri 1-2 kez okudum. Cümleleri o kadar naif ve bir o kadar da anlamlıydı ki.

Şiir kitapları okumaya yeni başladım ve ilk kitabım Nazım Hikmet’ten bu kitap oldu. Bence kötü bir seçim değildi. Şiirler anlaşılır ve sade dille yazılmıştı.

7/10*

MAVİ LİMAN

Çok yorgunum, beni bekleme kaptan.
Seyir defterini başkası yazsın.
Çınarlı, kubbeli, mavi bir liman.
Beni o limana çıkaramazsın…

Genel, Kitap yorumu

Bağımsızlık Benim Karakterimdir / Mustafa Kemal Atatürk

Aforizmalar hakkında yorum yapmayı düşünmüyorum. Çok sevdiğim cümleleri bırakacağım sizlere. Kitabın ilk başındaki cümleler sonundaki uzunca paragraflarda da geçiyordu. Ya da cümleler benzer olduğu için mi öyle zannettim bilmiyorum. Sanki ilk kısa halini vermiş kitabın sonunda da bir paragraf olarak anlatmış gibi.Aklıma takılan nokta buydu sizlere de söylemek istedim.

Alıntılar:

“İnsan topluluğu kadın ve erkek denilen iki cins insandan mürekkeptir. Kabil midir ki, bu kütlenin bir parçasını ilerletelim, ötekini ihmal edelim de kütlenin bütünlüğü ilerleyebilsin? Mümkün müdür ki, bir cismin yarısı toprağa zincirlerle bağlı kaldıkça öteki kısmı göklere yükselebilsin?”

“Biz cahil dediğimiz zaman, mektepte okumamış olanları kastetmiyoruz. Kastettiğimiz ilim, hakikati bilmektir. Yoksa okumuş olanlardan en büyük cahiller çıktığı gibi, hiç okumak bilmeyenlerden de hakikati gören gerçek alimler çıkabilir.”

“Büyük ölülere yas gerekmez, düşüncelerine bağlılık gerekir.”

“Bir memleketin, bir memleket halkının düşmandan zarar görmesi acıdır. Fakat kendi ırkından büyük tanıdığı insanlardan vefasızlık, felaket görmesi daha acıdır.”

Genel, Kitap yorumu

Haziran Ayında Okuduklarım / İzlediklerim

Okuduğum Kitaplar:

  • Stefan Zweig – Mecburiyet
  • Tezer Özlü – Çocukluğun Soğuk Geceleri
  • Marie Lu – Warcross
  • Cassandra Clare – Düşmüş Melekler Şehri
  • Clare Messud – Üç Oda Bir Yalnızlık
  • Irene Civico, Sergio Parra – Kadın Savaşçılar
  • Mustafa Kemal Atatürk – Bağımsızlık Benim Karakterimdir
  • J. A. Redmerski – Victor

İzlediğim Animeler:

  • Hellsing Ultimate (Bitirdim) 10/10
  • Tokyo Ghoul

İzlediğim Diziler:

  • The Originals
  • Skam

Genel, Kitap yorumu

Küller Şehri / Cassandra Clare Kitap Yorumum

Yorumum

Şu kadın anakarakterleri yaratırken biraz dikkat edilmesi gerekiyor. Şu ana kadar okuduğum bütün kitaplar Clary’den nefret ediyorum. Jace’in onu sevmesine rağmen ergen ergen tavırları kanser ediyor. Sürekli kendinden Jace’i uzaklaştırma çabaları… Kitabı sırf Clary’nin aptallıklarından dolayı okumamayı düşündüm ve sırf Simon için okudum. Clary gölge avcılığı eğitimi alsaydı o kısa süreç içinde (Jace’e karşı ergen tavırları) herkes bu kadar zorluk çekmezdi ve belki bir yardımı dokunurdu.

Bu kitapta da zavallı Simon’un başına gelenler. Vampir tayfası bu kitapta ön plandaydı. Vampirleri çok severim. Kurtadamlar mı yoksa vampirler mi ? -Tabii ki de vampirler.

Clary’ye dayanacak güçteyseniz bu seriyi okumaya devam edin .

“Yetişkinler de bazen her şeyi berbat eder.”

“Ama mümkün olan biriyle birlikte olmaktansa, asla birlikte olamayacağın birini daha çok düşünüyor gibisin.”

Genel, Kitap yorumu

Üç Oda Yalnızlık / Clare Messud Kitap Yorumum

Yorumum:

Çerezlik bir şeyler okumak istediğimde elim bu kitaba gitti. Yaklaşık olarak 1.5 hafta elimde süründürdükten sonra kitabı bitirdim.Kitabı sevmedim. Sonunda gerçekten öyle bir olay oldu ki çok şaşkınım. Ana kahramanımız Nora Eldredge bir kadın.Zaten Nora’nın kadın mı erkek mi olduğunu anlayana kadar kitabın yarısından çoğu bitti.

Nora hatırladığım kadarıyla ilköğretim öğretmeni. Çocukları çok seviyor.40 yaşına kadar evlenmemiş,hayatı monotonlaşmış bir kadın. Ta ki sınıfına Reza gelene kadar. Reza davranışlarıyla onun dikkatini çeker ve aileden biri haline gelir.

Bazen Nora’nın düşünceleri yanlış anlaşılabiliyor ya da ben mi öyle algıladım bilmiyorum. Bir bakıyorsunuz ki Reza’ya aşık olmuş gibi bazen de annesine.Gerçekten bu konu çok canımı sıktı. Nora’nın bazı uç davranışlarını da görüyoruz,görmez olaydık. Bazı detaylar gereksiz uzun yazılmıştı.Bütün karakterler tuhaf.Sevmedim.

Kitabın orijinal adı “The Woman Upstairs” ( Üst Kattaki Kadın) ve kitabın adının “Üç Oda Bir Yalnızlık” olması da ayrı bir konu. Nora sürekli üst kattaki kadına vurgu yapıyor.Üç odanın neden olduğunu da anlayamadım.