Serveti Funün Dönemi’nin ileri gelen yazarlarından Halid Ziya’nın bu kitabını okudum. Servetifinün edebiyatını bilirsiniz. Dilleri çok yoğundur, uzun uzun betimlemeler vardır. Kitabı uzun sürede okumanın sebebi bu sanırım. Kitabın başlarında çok sıkıldım. Uzun bir ara verip yeniden okumaya başladım. Öyle bir oturuşta bitirilecek bir kitap değil bence.
Ahmed Cemil-ana karakterimiz- mülkiyeyi bitireceği sırada babasını kaybeder. Annesi ve kardeşine bakmak için kitap çevirileri yapıp satarak para kazanır, geceleri ise özel ders verir.
Hayatı maviyken bir gece bir ölümle siyaha boyanır. Siyahı bilirsiniz çok yoğundur. Ardı sıra gelmez her şeyi kendisiyle bütünleştirir.
Bütün bunlara rağmen Ahmed Cemil hayali olan eserini tamamlamaya çalışır. Arkadaşları ona destek verme adına bir arkadaşlar buluşmasında eserini okumasına izin verirler. Ahmed Cemil’in eserini kötülemek isteyenlere fırsat doğmuştu ve gazetede bir sürü kötü eleştiriler alır.
Bu sırada Ahmed Cemil’in kız kardeşini ahlaksız bir insanla evlendirirler. Eniştesi babasından kalan fabrikanın başına geçmek istiyordur…
Konusunu kısaca özetlemek istedim. Benim için çok değerli kısımları oldu bu kitabın. Ahmed Cemil hayatını tam düzeltiyormuş gibi görünse de daha çok siyaha batıyor. Aşk hayatı, kardeşinin geleceği, eseri… Uğruna savaş vereceği birçok sebebi var ama insanlar onun savaşını daha da çok zorlaştırıyor. Düşmanları, eniştesi… Gerçekten hiç kolay değildi ve sonu gerçekten çok duygusaldı.
Gözbebeğim gibi koruduğum kitabım bitince boşluğa düştüm. Başlarda her ne kadar çok söylensem de-dili yüzünden, her eşyayı bir sayfa betimleme yapması gibi- çok sevdiğim bir kitap oldu.