Genel, Kitap Yorumlarım

Sarı Odanın Esrarı / Gaston Leroux Kitap Yorumum

Suç-gizem-polisiye türlerinde okumayı sevdiğim için bu kitabı almıştım. Sanırım alanında yazılmış ilk ”kilitli oda ya da imkansız suç gizemi’ kitaplardan biriydi. Okurken çok sıkıldığım zamanlar oldu. Yazarın anlatım dilinden değil de olay örgüsünün sürekli bir ipucu olmadan odanın çevresinde dönüp dolaşmasıyla ilgili olabilir.

Kendini kızıyla birlikte bilime adamış, evlerini çalışma alanına çevirmiş Profesör Stangerson’un kızının- Matmazel Stangerson’un- kilitli hatta ve hatta sürgülü bir odada saldırıya uğraması ile katilin odadan nasıl kaçtığı ve kim olduğu gizemini araştırıyor polisler, muhabirler ve gazeteciler. Ev hizmetlilerinin verdiği ifadeler de anlatıma eklenmiş ve yer yer onların sorguya alınmasını da okuyoruz. Matmazel’in hayatını da araştırıyorlar sonlarında ipucu bulmak adına.

Olay örgüsünde konuyu anlatan yaşayan karakterlerden birinin olmasını beklerken olayın gizemini çözmeye çalışan gazeteciden okuyoruz maalesef. Sherlock Holmes’a atıfta da bulunuyor yazarımız hatta. Holmes karakterini bastırıp gazetecinin davranış olarak kendini yükseltmesini okudum yer yer.

Yazar bir tık kitabın gizemli olması için olayları birbirine karıştırmış, sonunda da hiç şaşırmadım beni yükselten bir son değildi kesinlikle ama yazıldığı zamana göre güzel bir kitaptı. Çok sevdiğim bir tür olduğu için olayın kendi benliğindeki gizemlerin çözülmesini ben daha çok seviyorum. Belli bir temel üzerinde detaylar ekleyip-gereksiz- gizem yaratma çabası beni bir tık sıkıyor diyebilirim.

Sağlıcakla kalın.

🌾”Rastlantılar, dedi dostum, hakikatin en kötü düşmanlarıdır.”

Genel, Kitap Yorumlarım

Şeytan’ın Günlüğü – Lenoid Andreyev Kitap Yorumum

Kitabı alırken ismi çok dikkatimi çekmişti. İsimden de anlaşılacağı üzere Cehennem’de canı sıkılan Şeytan Dünya’ya gelir farklı bedenleri konak olarak seçer. Kişilerin içine girmesiyle onların yaşamını anlamaya ve çevresine fark ettirmeden onların rollerine bölünür. Kılık da değiştirse şeytan şeytandır diyebiliriz.

Şeytan’ın Dünya üzerinde maceralarını okurken bir tık sıkılmış olabilirim. Kitabın sonuna doğru, Şeytan Amerikalı milyarder Henry Wandergood’u öldürerek onun içine girer. Oyunların, kandırmacaların tek sahibi olduğunu düşünen şeytan kendini günün sonunda nerede bulacaktır?

Okurken sadece Şeytan’ın bakış açısıyla ve düşünceleriyle harmanlanmış bir yolculuktu. Bazı yerlerinde sıkılsam da kitabın son kısmında oyunun çarkları dönmesiyle aktı gitti diyebilirim. Yazarın vermek istediği mesajlardan birisiyse Şeytan’ın bile kandırıldığı bir dünyada yaşıyoruz. Keyifli okumalar dilerim.

“Unutun her şeyi. Geride bırakabilmesi, insanın en mucizevi kabiliyetidir.”

“Fazla sevdiğinizde, sevilen nesnedeki eksiklikler fark edilmez olur, hatta daha da kötüsü: O eksikliklere meziyet atfedilir.”

“Geçmişin ne kadar karanlıksa bugünün o kadar aydınlık görünür…”